Kadınlar günümüz

Geçtiğimiz hafta Dünya Kadınlar Günü’nü geride bıraktık. Bu günün anlam ve önemiyle ilgili falanca ülkede bu olay oldu,  filanca tarihte başladı, dünyada farklı ülkelerde şöyle kutlandı. İstanbul’da gösteri yasağı geldi, saat 14.00’ten sonra metro seferleri durduruldu gibi “mâlûmu ilâm” bilinen şeyler bir kenarda dursun.

Tüm dünyada 8 Mart’ta kutlanan kadınlar gününden iki gün önce siyasi arenamızdaki tek kadın parti liderimiz bir çıkış yaptı. “Masaya yumruk vurarak”  kalktı.

 Resmi rakamlara göre 50bine yakın vatandaşımızın vefatına sebep olan deprem gündemden düştü.

İçimiz kan ağlayıp, yüreklerimiz enkaz altında duruyorken,  dikkatlerimiz masaya ve masadaki sandalyelere çevrildi. 

Madem kalkılacaktı neden oturuldu? Kalkmak gerekiyordu.  Ona da tamam, o zaman neden tekrar oturuldu?

Yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday belirleme toplantısı sandalye kapmaca oyununa döndü.  Bir buçuk sene sonra yaşanan sandalye sayısının azalıp sonra tekrar çoğalması, umutların yıkılarak, değişim beklentisi içinde olanların hayal kırıklığı yaşamasına sebep oldu.

“Ne var bunda sorun çözüldü, tekrar bir araya gelindi sonuç olarak aday belirlendi ve açıklandı, her şey yolunda diye düşünenler” vardır. Bu düşüncede olanlara saygı duyalım. Tabii ki saygı duyuyoruz duymasına da bir söz var, Çin atasözü;  “Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür…”

Dilerim elimiz o düğüme her dokunduğumuzda canlarımız acımaz..

Kadınlar gününüz tekrar kutlu olsun.