Abdullah Kerim YAZANLAR

En doğru yol

En doğru yol

Matematikçi Dr. Jeffrey Logan nasıl ateist olduğundan bahsediyor: Henüz bir çocukken her zaman içki içip annesini döven bir babası vardır. Zaman zaman Dr.Logan da bu dayaklardan nasibini alıyor. Bir gün inançlı olan ve devamlı kiliseye giden annesini merdivenlerden aşağıya yuvarlayınca kolu kırılır. Dr Logan “annemi korumuyorsa tanrı yoktur” diye düşünür. Bu çocuksu mantıkla ulaştığı sonuç ömrü boyunca devam eder. Bu kadar kötülüğün olduğu bir dünyada Tanrı olması mümkün değil der.

Dünya üzerinde insanların inandığı yüz binlerce farklı inanç sistemi ile birlikte binlerce (3000 tane) tanrı var. Dahası dini ne olursa olsun her bir ferdin kendi özel tanrısı da olabiliyor… Kiminin makamı, kiminin sevgilisi, kiminin arabası ya da tuttuğu futbol takımı gibi tanrı yerine koyduğu şeyler… Íster ateist olsun ister bir dinin mensubu insanların büyük bir çoğunluğu ise ailelerinin inançlarına göre yaşamaya devam ediyorlar. Yani doğruluğunu hiç sorgulamadan ya da sorgulayamadan inanıyorlar. Biz tabii ki hepsine saygı duymak zorundayız. Bilim insanları inançlı olmanın önemine dikkat çekiyor ve her neye inanıyorsanız çocuklarınıza da öğretin tavsiyesinde bulunuyorlar. Bunun faydaları ayrı bir konu. Bir çoğu size “saçma” ya da “zalimlik” gibi gelen dinlerin, mezheplerin, tarikatların milyonlarca takipçisi olabiliyor. Hemen hepsi de en doğru yolun kendi yolları olduğuna inanıyorlar. Bize düşen insanlığın gereği olarak inanca saygıdır. Başkalarının haklarına tecavüz etmedikleri sürece.

Bana garip gelen ise zeki, kültürlü ve medeni olan kimselerin de son derece batıl olabilen inançlara sahip olmasıdır. Hiçbir kitabi dayanağı olmayan hurafelerle hareket etmeleri anlaşılır gibi değil. Bundan çıkan sonuç olarak şunu çok net anlayabiliyoruz ki: zekâ ve bilgi sahibi olmak doğru yolu bulmaya yetmiyor.

“Akıl” devreye girmediği sürece yanlış yollara sapabiliyoruz. Bir nöroloji profesörü olan İbrahim Hakkı Aydın “zeka şeytani, akıl ise rahmanidir” diyerek durumu özetliyor aslında. İslam inancında ailenin veya çevrenin etkisiyle oluşan inanç taklidi bir iman olup gerçek değildir. Gerçekten inanmış olabilmek için kişilerin kendi tespitleri olması gerekiyor.

Üniversitede öğretim görevlisi olan Dr. Jeffrey Logan bir gün masasına bırakılan Kuran’ı  okumaya başladığında ilk sayfalarda insanın yaratılışını anlatan ayetlerde meleklerin “yeryüzünde fitne çıkartacak birini mi yarattın” sorusuyla şok oluyor. “Bu benim sorum” diyerek akademisyen titizliğiyle Kuran’ı okumaya devam ediyor. Aslında bu pek çok defa karşılaştığımız bir soru Allah bu kadar kötü insanı neden var etti…

Allah’ın Meleklere cevabı ise çok çarpıcı: “siz neyin hayır neyin şer olduğunu bilmezsiniz.” Biz ona (Hz. Adem’e) her ismi öğrettik” Yani daha en başından melekler biliyor. Hatta Allah’a soruyorlar. (Bu arada Hz. Âdem’in yeryüzü için yaratılmış olduğuna dikkatinizi çekerim. Cennetten kovulma yok)

Dr. Logan Okudukça Kitabın gerçekten Allah’tan geldiğine ikna olup Müslüman olmaya karar veriyor.

Bediüzzaman bu konuyla ilgili enfes bir örnek vererek meselenin anlaşılmasını sağlıyor.

🌿 Bir çiftçi elindeki 100 tohumu ektiğinde eğer bir tane elma ağacı elde edecek ise. Diğer 99 tanesi çürüyecek, kurda kuşa yem olacak, fidanken kırılacak ya da kuruyacak olduğunu bilse bile bir ağaç için 99 tohumu feda eder. Bir ağaçtan milyon tane tohum elde eder. Tonlarca meyve alır, gölgesinde oturur.   Sonuç olarak bir meyve ağacının yüzlerce tohuma bedel olması gibi bir kamil insan binlerce cahile bedel….

ABDULLAH KERİM TÜM YAZILARI

Mars Merkez Camii

YORUMLAR (2)

%d blogcu bunu beğendi:

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL